Ağır kayıplara yol açan Afganistan’daki deprem, uykudaki insanları hedef alarak, huzurun ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösterdi. 2023 yılının Ekim ayında yaşanan bu trajik olay, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde dev bir etki yarattı. Resmi kaynaklara göre, depremin neden olduğu yıkım sonucunda 2 binden fazla insan hayatını kaybederken, binlercesi de yaralandı. Peki, bu felaketin detayları nelerdir ve Afganistan halkı bu zor dönemi nasıl atlatacak?
26 Ekim 2023 sabahı, Afganistan’ın kuzeydoğusunda meydana gelen depremin büyüklüğü 6.5 olarak ölçüldü. Sarsıntı, ülke genelinde geniş bir alanda hissedildi ve özellikle Badakhshan, Takhar ve Kunduz illerindeki yerleşim bölgelerinde büyük yıkıma yol açtı. Deprem sırasında birçok insan uykuda iken sarsıntıyı hissetmeden hayatını kaybetti. İlk belirlemelere göre binlerce kişi evlerini kaybetti ve sayısız bina, okul ve hastane tahrip oldu. Afet sonrası yapılan incelemeler, birçok köyün bütünüyle yerle bir olduğunu ortaya koydu.
Afganistan hükümeti, depremin ardından derhal acil durum ilan etti. İlk yardım ekipleri, enkaza gömülmüş olanları kurtarma çabalarına hızla başladı. Ancak, savaş ve istikrarsızlık nedeniyle zayıf olan altyapı, yardım çabalarını zorlaştırdı. Uluslararası kuruluşlar ve ülkeler, Afganistan’a destek vermek amacıyla harekete geçti. Birçok bağımsız yardım kuruluşu, bölgede arama kurtarma çalışmaları sürdürdü ve yaralılara tıbbi yardım sağlamaya başladı.
Ayrıca, Birleşmiş Milletler, depremzedelere insani yardım sağlamak için gerekli desteğin oluşturulması adına acil çağrılar yaparak, dünya genelindeki ülkeleri ve şahısları yardım etmeye davet etti. Deprem sonrasında bölgedeki sağlık tesislerinin tedavi altındaki hastalar için sıkıntı çektiği bildirilirken, yaralıların tedavi süreçleri büyük bir önem kazanıyor. Zatürre ve kırık gibi sıkça karşılaşılan yaralanmalar ise, ciddi sağlık riskleri taşıyor.
Bunun yanı sıra, yerel halkın barınma ihtiyacının acilen karşılanması gerektiği vurgulandı. Geçmişte yaşanan benzer felaketlerde olduğu gibi, toplanan yardımların doğru bir şekilde dağıtılması için yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları arasında bir iş birliği sürecine ihtiyaç var. Ancak, yaşanan yıkım ve acil durum, hem hükümeti hem de yardım kuruluşlarını zor bir sınavdan geçiriyor.
Afganistan'da geçmişte de pek çok doğal afete maruz kalmış olsa da, bu deprem belki de toplumu en derinden yaralayanı oldu. Birçok insan, başından geçen bu trasjik olay nedeniyle kaygı duyuyor ve sosyal destek sistemlerinin yetersizliği tedirginlik veriyor. Bireylerin birbirine kenetlendiği bu zor günlerde, dayanışmanın önemi bir kez daha gözler önüne seriliyor.
Sonuç olarak, Afganistan'daki bu büyük yıkım, yalnızca bir doğal afetin ötesinde, toplumun içinde bulunduğu derin sorunların da bir yansıması oldu. Yer altında olan bir hareketin, yüzeye çıkaracağı sosyo-ekonomik sonuçlar, yıllarca etkisini sürdürecek gibi görünüyor. Bu zor dönemde, dünya genelindeki ülkelerin ve uluslararası toplumun, Afganistan halkı için sağlamış olduğu dayanışmanın, yaraların sarılmasında ve yeniden inşa sürecinde ne denli önemli olacağı bekleniyor.