Sosyal medya, özellikle gençler arasında hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. Her gün milyonlarca genç, Instagram, TikTok ve diğer sosyal medya platformlarında paylaştıkları içeriklerle dikkat çekmeye çalışıyor. Ancak bu eğilim, bazı ergenlerin canlarıyla oynamalarına neden olan tehlikeli bir trende dönüşmekte. Son dönemde gençler arasında hızla yayılan bu "havalı" davranışlar, aslında ne denli büyük riskler taşıdığını anlamadan insanları harekete geçiren bir iğrençlik olarak karşımıza çıkıyor. Bu haberimizde, sosyal medyadaki bu tehlikeli trendin neden bu kadar cazip olduğunu ve nelere mal olabileceğini ele alacağız.
Son yıllarda sosyal medyada ortaya çıkan çeşitli trendler arasında aşırı cüretkar davranışlar dikkat çekiyor. Gençler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanan bu tehlikeli eylemler, çoğu zaman viral haline geliyor. Örneğin, "Çin Yolu" olarak bilinen tehlikeli bir oyunda, ergenler yüksek binaların tepesine tırmanıp bunu canlı yayında paylaşma cesaretini gösteriyor. Ancak her hafta dünya genelinde benzer davranışlar sonucu yaralanmalar ve ölümler artıyor. Gençlerin, bu tür tehlikeli eylemleri gerçekleştirmesinin altında yatan sebepler arasında dikkat çekme arzusu, sosyal medyada görünür olma isteği ve akranlarının etkisi gibi faktörler bulunuyor.
Sosyal medyanın gençler üzerindeki etkisi yalnızca fiziksel risklerle sınırlı değil; aynı zamanda psikolojik etkileri de göz ardı edilemez. Gençler, sosyal medyada kendilerini ifade etme yolları ararken, çoğu zaman gerçeklikten kopabiliyorlar. Bu durum, özgüven sorunları, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal problemleri beraberinde getiriyor. Bu noktada, ailelerin ve toplumun gençlere rehberlik etmesi büyük önem taşıyor. Sosyal medyada geçirilen süreyi dengelemek ve sağlıklı alışkanlıklar geliştirmek adına, gençlerin alternatif etkinliklere yönlendirilmesi gerekiyor. Spor, sanat, müzik ve gönüllü projeler gibi aktiviteler, hem sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olacak hem de riskli davranışlardan uzak durmalarını sağlayacaktır.
Ayrıca ailelerin de çocuklarıyla bu konuları açıkça konuşarak sosyal medya kullanımı hakkında bilgi vermeleri önemlidir. Çocuklarınıza sanal dünyanın sunduğu tehlikeleri kabullenmeleri için rehberlik etmek, onların daha bilinçli birer sosyal medya kullanıcısı olmalarına katkı sağlayabilir. Eğitim sisteminin de bu konuda duyarlı olması ve gençlerin medya okuryazarlığını artıracak müfredatlar oluşturması gerekiyor. Sosyal medyada karşılaşabilecekleri risklerle ilgili farkındalık yaratmak, gençlerin bu tehlikelerden korunması adına atılacak adımlar arasında yer almalıdır.
Sonuç olarak, sosyal medyanın gençler üzerindeki etkilerini göz ardı etmemek ve bu konudaki eğilimlerin zararlarını anlamak son derece önemli. Gelişen teknolojik dünyada gençlerin kendilerini güvende hissetmeleri için aileler, toplum ve eğitim sisteminin ortak bir şekilde hassasiyet göstermesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, sosyal medya sadece bir platform değil, aynı zamanda gençlerin gelişimlerini etkileyen bir araçtır. Bu aracı bilinçli bir şekilde kullanmak, sağlıklı bir toplum için gerekli bir adımdır.